Neden mi?

Birazdan yazacağım nedenini.

Hoş, zaten onlar hemen anlarlar sayacınızın bozuk olduğunu ve hemen değiştirirler.

Yok…

Öyle ücretini bile bizim ödediğimiz sayaç okuma memurları anlamıyor arızayı.

Adamlar süper! çalışıyor.

Merkezden şıp diye biliyorlar! sayaç arızasını.

Nasıl mı?

Bunu kestirebilmek zor işte.

Bütün komedi bundan sonra başlıyor .

Gidiyorsunuz MEDAŞ’a ve size bir fatura çıkarıyorlar. Tabi önce sayacınız yenileniyor. Sayaç fiyatları piyasadakinden biraz farklı.

Sonra…

Sonrası, size kesilen fatura en son kullandığınız enerji tüketimi miktarı kadar bir tutar.

İtiraz etme şansınız yok, sistem böyle.

Siz derdinizi mi anlatacaksınız?

Sistem böyle efendim, ne derdi?

Okuyun şimdi teraneyi…

Son ödediğinizde belki işyeriniz de tadilat vardı, çok enerji tüketimi yaptınız, ya da havalar çok sıcaktı, mecburen işyerinizde büyük dolaplar çalıştı ve yine fazla enerji tüketiminde bulundunuz.

Bunlar hikâye…

Hatta deseniz ki; ‘ben sayacın bozuk olduğu dönemde işyerimi hiç açmadım’...

Yine de kimseyi inandıramazsınız.

Tarımsal alanda kullanılan elektik de aynen bu şekildeymiş. Diyelim ki, tarlanızı sulamada kullandığınız enerji kullanımında da aynı problemle karşı karşıya kaldınız.

Yani sayacınız arızalı çıktı. O zaman da yine en son kullandığınız enerji üzerinden faturanız kesiliyor.

Belki kış ayına girildiği için hiç kullanmadınız ama…

Sistem böyle.

E yuh yani…

Hani Ak Parti İl Başkanı Ahmet Sorgun uyarmıştı.

Hiç etkisi olmamış demek ki bu uyarının. ‘Minare ne kadar yüksek olursa olsun, imam bildiğini okuyormuş’.

Bu duruma maruz kalan esnafın söylediği çok daha önemli; ‘hadi biz, bir şekilde bulduk, buluşturduk ödedik bu parayı. Ya küçücük bir meblağı ödeyemeyecek durumda olanın başına aynı şey gelirse ne yapacak?2.

Hakikaten ne yapacak?

Var mı bunun cevabını verebilecek bir yetkili?

Uyarmak yetmiyor demek ki?

Kontrolü de elden bırakmamak gerekir.

‘Kaçak bedeli’ tamam…

‘Okuma bedeli’ tamam…

Yalnız, arızalı sayaç bedeli çok ağır oluyor.

Benden söylemesi.