Hakiki İhtiyaçlılara samimi olarak verilen sadakanın mucizesinin ne gibi mucizeye sebep olduğunu okuyun bakalım.
SADAKADAKİ MUCİZE
Ozan İsmail Detseli2nin şiirleştirdiği dini hikâyeler
İbrahim adında bir Allah dostu hacca gitmek için yola çıkar giderken kafile bir yerde mola verir o anda yanlarına bir dilenci gelir Allah rızası için bir sadakaya ihtiyacım var der
Kimileri bir şey vermez kimilerde birkaç kuruş verip adamı baştan savmak ister Ama Hacı adayı İbrahim Efendi adamın durumuna bakar dilenci değil hakiki ihtiyaç sahibi olduğunu anlar ona ihtiyacını görecek kadar yüklüce bir para verir ve oradan ayrılıp yola revan olurlar
Hacda vazifelerini ifa ederlerken, Bir gün insanların etrafında tevazu ile akın akın dolaştığı Kabe yi muazzamanın dibinde laubali, gayri ahlaki sereserpe uzanmış yatır, durumda bir adam varmış. Hacı İbrahim adamı uyandırıp, böyle bir saygısızlığı nasıl yapabildiğini, böyle bir saygısızlığın çok günah olduğunu acı bir dil ile adama söyler. Adam da ona hiç karşılık vermeden kalkar gider. Hacı İbrahim de o gün ziyaretini tamamlar ve evine oteline gider
Bunları ve bundan sonra olanları Ozan İsmail in şiirinden okuyalım da merakımız gitsin.
Bir zamanlar İbrahim adında Allah dostu bir adam
Hacca gitmek için İstanbul’dan yollara olur revan
Vasıtaları yolda bir beldede mola vermiş
Yanlarında çok utangaç bir dilenci belirmiş
Herkes cebinden dilenciye üç beş kuruş uzatmış
İbrahim Efendi o zata şöyle dikkatlice bir bakmış
Herhalde bu adamın ihtiyacı çok fazladır
Cebinden yüklüce bir parayı dilenciye uzatır
Yola revan olurlar hac yeri Mekke’ye varırlar
Vazifeyi ifa için ihrama girip saf olup dururlar
Kâbe Kıble gahımız da tavaf yapıp dururken
Hacı İbrahim yatan bir adam görmüş laubali uyurken
Şöyle dürtmüş adamı nedir böyle bu halin
Böyle günah işlersen çoğalır bak vebalin
Taa uzaktan gelmişiz buralar saygın yerler
Sonra sevap yerine bize günah yüklerler
Adam ses çıkarmadan oradan kalkıp gidiyor
İbrahim Efendi de iyi iş yaptım diye yola devam ediyor
O gece bizim hacı İbrahim’in düşünde bir şey oldu
Gelen iki nur yüzlü adamın sözüne muhatap oldu
Kalk biz Resulullah ın gönderdiği elçileriz
Hemen düş önümüze seni mahkemeye götüreceğiz
Götürürler İbrahim beyi yeşil cennet bir yere
Her taraf hurma ağacı arasında ufak bir eve
Getirdik suçluyu Ya Resulullah diye kapıyı vururlar
İbrahim efendiyi derdest edip suçlu yerine alırlar
Bizim hacı İbrahim korkudan daima titrer durur
Bakar davacı makamında uykudan uyandırdığı adam oturur
Resulullah efendimiz hemence söz alarak
Hacı İbrahim efendinin sevgiyle yüzüne bakarak
Bu kardeşinin uykusuna sen neden mani oldun
O istirahat halindeyken niçin rahatını bozdun
Hacı İbrahim utanç ve korkudan hiç başını kaldırmaz
Doğru bunu kaldırdım ama durumu size saygılı olmaz
Orada yatarak size karşı saygısızlık ediyordu
O mukaddes yerde çok laubalilik sergiliyordu
Amacım onu asla rahatsız etmek değildi
Eğer hata yaptıysam çok özür dilerim dedi
Bak dediler davacıya kardeşinin kötü niyeti yokmuş
Sizi tatlı lisan-ı dil ile uyarmak için yapmış
Mademki niyeti beni uyarmakmış bu kardeşimin
Bende davadan vazgeçip ona hakkımı helal ettim
Derler ve ayrılırlar orada mahkeme biter
Kimi mahzun kimi sevinçli hepside evine döner
Ertesi gün aynı adamlar yolda karşılaşırlar
Hacı İbrahim o adama neden böyle yaptığını sorar
Derki adam ben kimim sen beni bilebildin mi?
Tanımadın herhalde çok para verdiğin o dilenciyi
Senin yaptığın iyiliğe karşı iyilik yapmak istedim
Peygamberimizi görsün diyerek seni şikâyet ettim
Siz bana bol yardım yaparak yüzümü ak ettiniz
Resulullahın yüzünü görmeyi siz çoktan hak ettiniz
Ama sen hicabı hayâdan yüzünü kaldırmadın
Hâkim makamında oturan peygambere bakamadın
Yüzümün kızardığını görüp sadakayı benden esirgemedin
O hüsnü kalbin iyiliğinden şimdi göklere erdin
Ozan İsmail der ki işte az sadaka çok bela savar
Hakka ulaşmak için bir bir kaybolur zorluklar
Ver sadakayı ihtiyaçlıya fakir hor görülmesin
Sağ elin verdiğini aman sol el bile görmesin
Ne zengin toktur dünyada ne de fakir kalır aç
Ya rab namerde değil de merde de eyleme muhtaç
İsmail Desteli 20 – 07 -- 2004 ev