Uzun zamandır Konya Büyükşehir Belediyesi ile Konya Fikir, Sanat ve Kültür Adamları Derneği’nin işbirliği ile Koyunoğlu Konya Evi’nde devam eden Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetleri’nin 10 Ocak 2015 Cumartesi günkü konukları Hasan Sakaoğlu ve Prof. Dr. Saim Sakaoğlu kardeşler idi.
Sohbet başlamadan önce söz alan Konya Fikir, Sanat ve Kültür Adamları Derneği Başkanı Seyit Küçükbezirci, Konya’nın asırlık çınarlarından olan Hasan Sakaoğlu. (1339/1923), Cenap Kendi (23 Nisan1339/1923) ile Feyzi Halıcı (1340/1924))’nın Konya kültürünün köşe taşları olduklarını ifade etti. “Ayrıca, bunların dışında başkaları da vardır, bilinmez ama bunların sayısı sanırım iki elin on parmağını geçmez.” deyip Sakaoğlu Kardeşleri kürsüye davet etti.
Hocaların hocası değerli ağabeyim Saim Sakaoğlu ilk sözü alarak ağabeyi ile arasındaki tevellüt farkını esprili bir şekilde şöyle izah etti: “Ağabeyim de 39’lu, ben de 39’luyum. Aramızda bu kadar bir doğum farkı var. Farkını sizler hesaplayın.” Sayın hocamız daha sonra, Konya’nın bu değerli çınarı Hasan Ağabeyimize eski Konya’yı anlatmasını söyledi.
Hasan Ağabey Zafer’deki Kibrit Apartmanı’ndan başladı anlatmaya… Onu dinledikçe âdeta bir köyü anlatıyor gibi geçti içimde Konya. Beş eczanenin, altı doktorun olduğunu, bugünkü İl Milli Eğitim Müdürlüğü olan Hâkimiyeti Milliye İlkokulu’ndan Kaşınhanı’na kadar bir tek bakkal dükkânının olduğunu, onun da 1930’lu yıllarda baş gösteren kuraklıktan dolayı iflas edip kapandığını söyledi.
Kayıklı Kahve’yi sordular. Bugünkü Melike Hatun Çarşısı’nın Aziziye Camii tarafında olduğunu, batısında Ahmet Efendi Çarşısı’nın bulunduğunu söyledi. Onun hemen yakınında bu gün Akbank’ın bir şubesi ile dolmuş durağının olduğu ifade edildi. Binanın yapılış şekli kayığa benzediği için Kayıklı Kahve denildiğini de ekledi.
Konya da, biri valinin arabası olmak üzere beş otomobilin olduğunu anlattı Hasan Ağabey. Trafiğe yardımcı olan aynaların sorulması üzerine, birinin Hâkimiyeti Milliye İlkokulu’ndan Çumra’ya doğru giden yolun Kayısılı Burun virajında olduğunu anlattı. Bu aynanın iki benzerinden birinin Mevlâna Türbesi civarında, öbürünün ise Meram’da, Tavus Baba Türbesi’ne giden yolun üzerinde olduğunu dile getirdi. Konya’da bu üç yerdeki devasa büyüklükte olan aynaların virajlarda olduğunu, sürücülerin karşıdan bir aracın gelip gelmediğini gördüklerini, ona göre tertibatını aldıklarını dile getirdi.
Daha çok şeyler anlattı Hasan Ağabey. Allah sağlıklı, nice uzun ömürler versin. Hafızasına ve gönlüne sağlık. Hasan Ağabeyimize ve ona hatırlarını anımsatmakta eşlik eden Saim Hocamıza da çok teşekkür ederiz.